tesadüf gibi görünen
şeylerden, ve kışın tamamen ölmüş bir tabiattan, baharda yeniden renkli bir
manzara yaratmak, yüce Allah'ın değişmez bir kanunu..
bazen, yeni bir
düzenin, temiz bir şekilde, ve sorunsuz işleyerek başlaması için, eski düzene
ait herşeyin tamamen sona ermesi gerekiyor belki de. ve bu süreç de, zaman
zaman çok acıtarak olabiliyor..
2012 itibariyle,
Stalingrad macerası nihayet mükemmel bir şekilde sna erdiğinde, bugün için
beklediğim, istediğim ve tahmin ettiğim düzen bu değildi aslında... bana
sunulan şey, haketmediğimi düşündüğüm, ve Stalingrad'ı bile aratacak derecede
ağır ızdıraplar veren zorlu, ağır ve hatta SAÇMA bir süreçti...
ben, burada, şimdili
bu dönemi detaylandırmayı değil, yakın zamanda ortaya çıkan 3 yanlış, ve onun
getirdiği bir doğruyu düşünmekle yetineceğim sadece..
ilk ve en büyük
yanlış, son bir sene boyunca süren, ve hayatımın en yanlış insanı olarak
anılacak olan malum şahısla ilişkimizin son safhaları, ilişkimiz boyunca olan
saçmalıklar ve ayrılık dönemiydi. hayatımda, ikinci bir örneğine daha rastlamam
çok zor olan bu aptallık, nihayet sona ermişti.. acısı geçmeyecek gibiydi. onu
tercih etmiş olmak, ve onunla geçirmiş oldğum her bir günün hatası ve
pişamnlığı, enayi ve salak yerine konulmanın acısı kolay çıkacak gibi değildi.
ilk olumsuzluk, bu saçma ve yanlış ilişkinin, gerek devam ettiği süre olsun,
gerekse ayrıldıktan sonra, üzerimde bıraktığı o kapkara olumsuzluk ve
karamsarlıktı..
ikinci yanlış, adına
KS denilen şekilsiz, biçimsiz ve kişiliksiz yerdi. hayatımın, en
ilginç doğrusunun buradan çıkıyor olması, gerçekten mantığa aykırı bir
durum.. sanal olana ehemmiyet vermiyor oluşum bir yana, sanal alemin de bu en
salak sitesinden, "O" nun çıkabilmiş olması, çamurun içinde
bir gül tohumunun çiçek vermesi gibi, insanı kendisine hayran bırakan bir
olgu..
üçüncüsü, karşılıklı
olarak bu doğruya, ilkbaşta bizim de o kadar istekli olmamış olmamız..
herşey, tamamen farklı ve YANLIŞ bir şeyden doğarak, iki insanın birbirini
tümüyle tanıması,anlaması ve şaşırtıcı derecede birbirine hitap edebilmesiyle
sonuçlandı..
tanışmış olduğumuz
süre boyunca, birbirimizle ilgili, böyle bir şeyi irade edemezdik..
ikimiz de, geçmişin yanlışlarının acılarını çekiyorduk ve bunun
acısını birbirimizle paylaşmaktan öte bir şey de yapmadık.. bunu
yaptığımız yer de,doğru insanı bulmak gibi bir hedefin en son düşünülebileceği
saçma sapan bir siteydi.. ve birbirimize attığımız ilk adım da, ilk
etapta, yanlış duran bir şey üzerineydi..
ve işte,
sonuç olarak, bütün bu üç yanlıştan, doğru olan bir şey doğdu ve
filizlendi.. benim için, o en karanlık, ve bitmesine ihtimal vermediğim o
iğrenç karamsarlık ve acılar, yerini kısa bir zamanda mutluluk, sevinç, neşe ve
umuda bıraktı.. güneş, en karanlık saatten sonra doğdu.. Allah, belki de
herşeyi, benim için en karanlık devreyi sonuna kadar yaşattıktan sonra yeni bir
umut olarak sunmayı irade etti. bunu yaparken, firavun sarayında musa (AS) ı
yetiştirdiği gibi, yığınla kişiliksiz insanın bir arada olduğu bir yerden, ve
alakasız bir mesafeden onu bana ulaştırmak istedi.. ve yıllarca, onu hoş bir
şekilde, benim için bir yerlerde saklı tuttu.. ve en beklemediğim an ve yerde,
ve en garip şekilde, bu tek doğruyu üretmeyi istedi..